Karmaşık Bir Sarmaşık

En çok kendine iyi bakmalı insan,
İçindekilere de.
Yabancılaştım artık bazı hislere,
Ve yabancıyız yeniden.
Ama bu kez hatıralar el ele.

Zordur kırıldığın biriyle her gün göz göze gelmek.
Ama ben en çok kendime kırgınım.
Bu yüzdendir bakamam aynalara.
Hem göremedikten sonra, baksan ne fayda?
Marifet bakanda değil, görendedir sonuçta.

Kalpten kalbe bir yol vardır derler,
Uzaktaysa o kalp, bir değil bin yol vardır aslında.
O yolları gözlemek mi kolay, gitmek mi?
Kolayı bilemem ama,
Zor olan yolların tek şerit oluşudur buna eminim.

İnsan hiçbir gerçekten kurtulamaz,
En çok da kendinden.
Sonuçta, hayat dediğin dramatik bir matematik.
Tutmaz işte bazen hesap kitap.
Olmaz bazı şeyler, sen ne yaparsan yap.

Hayat mı tat vermez oldu,
Bizim mi iştahımız kapandı bilmem.
Yoksa çok mu şey istiyorduk?
Mutlu olmaktan başka.
Oysa umut dolu çocuklardık, ne ara geldik buralara?

Bir yoldur bilinmez,
İlerliyoruz işte her geçen gün meçhule.
Herkes besler sevdiğine hislerini, en masumane.
Sevmekte mi yanlış yapıyoruz?
Yoksa yanlışı mı seviyoruz?

Her düşünce, dönüşür bir bilinmeze.
Kendi kendine konuşmak mı harlar bu ateşi?
Yoksa senin o keskin bakışların mı.
Sözlerindi oysa, yüreğimi delip geçen.
Bu sen, değilsin ki sen.

Eskiden gözüm karaydı, şimdi altı.
Ne eksildi geçmişimden bir şey, ne de arttı.
Yine düşümde bir sen, bir sen kaldı.
Uyumasam düşünmekten, uyusam rüyalarımda görmekten.
Söylesene ne zaman kurtulurum ben senden?

Sorsana, kim kurtulmak ister ki senden?
Derler ya tatlı bela,
Ne tadın kaldı ne tuzun,
Bir sen kaldı aklımdan atamadığım tek bela.
Odamın hayaletisin, sessizliğine aşığım.

Ama ne kadar yalnız olsan da çok gürültülü bu dünya.
Susmuyor ki sesler, arka odada.
Aklımın derinlerinde, ve kalbimin içinde.
Ne yaparsan yap, kaçamıyorum.
Gün geçtikçe de, inan daha çok yoruluyorum.

Bilmediğim bir şey daha işte,
Ne yapmam gerektiği.
Kaçmak mı bayılana kadar?
Teslim olmak mı ölene kadar,
Ya da unutmak mı, öyle bir şey gerçek olmasa da?

Onca yol geçip gelmek, yorucudur elbette.
Peki en başa dönmek?
Tam bitti derken yeniden sevmek.
Bilmiyorum ki bu mu sevmek?
Bildiğim bir şey daha, acı vermemeli sevmek, ve sevmek;

En kutsal şey bu dünyada.
Kaybetmekse en doğal,
Hiç kazanmamaksa, işte gerçek.
Ne seninki senin, ne benimki.
Elbet hepsi birer emanet.

O halde ne bu hırs,
Ne bu olur olmaz zorlamak?
Nasipse olur çünkü,
Ama zorlamadan nasip olur mu?
Değil miydi gayrete aşık olan, kader?

Her şey böyle işte, karmakarışık.
Ne günler gördük, ne insanlar tanıdık.
Mecnun'un Şirin'e hayranlığını,
Ferhat'ın Leyla'ya sevdasını bilmez misin.
Sen mi sanıyorsun kendini aşık?

Sevmenin kıymeti bilinir mi sanıyorsun?
Kavuşmak olsaydı ne anlamı olurdu.
Aşk ayrılık, ve hatta kavuşamamaktır.
Özlemek,
Ölmekten sadece iki harf fazladır...



Bu blogdaki popüler yayınlar

Âşk-ı Mübrem

Kalp Kırıntıları