Ebedi Edebi'ler

Milli şair Mehmet Âkif'di,
''Safahat'imdaki hüsran bile sessiz!''di.

Abdurrahim Karakoç'da ''Suları Islatamadım''.
İsmet Özel'e de uğradım.

Satır satır gezdim efendileri.
Hiç yalnız hissetmedim kendimi,
Bana, beni anlatıyordu her sözleri.

Açığa çıkıyordu onlar sayesinde tüm düşünceler,
Zihnimin derinlerindeki.

Kendimi, onlara emanet ettim,
Okumak ve yol almaktan vazgeçmedim.
Elbet oldu vakt-i demlerim.
Sonra, mısralara yenisini ekledim.

İvedilikle, sükûnetle ilerledim.
Bazı, yerinde değildi hâletiruhiyem,
Efendiler sayesinde keyiflendim.
Bazı, değişmedi Zat-ı Şahane'm.
Sonraki sayfalara ilerledim.

Bir kitaptı, bitmek bilmeyen,
Bitse dahi, bitirmek istenilmeyen.

Bu şehirde ne sabahı görmek istersin,
Ne sabah görünmek;
''Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!'' dersin.
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürünmek; 
İstersin, ardından...
''Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.'' dersin.
Necip Fazıl'ın deyimiyle-

Olmaz teneffüsü bu dersin,
Bu, ne güzel şeymiş dersin.

Doyurursun kendini,
Hem ruhen, hem mânen.

Okşar bedeni sezdirmeden,
Sebebi şairlerin ince fikrinden.
Zârif düşüncelerinden.

Kimisi bu yolda Mücahit,
Zârifin oğlu ise Cahit...

Turgut Uyar ile ''Göğe Bakma Durağı''nda karşılaşırız,
Ziyaretin kısası mâkbuldür, çok geçmeden kalkarız.

Bir yoldur, bitmek bilmeyen,
Bitse dahi, bitirmek istenilmeyen.

Soluklanırız, Fatih'te yoksul bir gramafon çalınca.
Eski zamanlardan bir cuma çalınca,
Dersin ki, sevgiliye:
''Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem''.

Böyle de bir efendidir, Atillâ İlhan.
''Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden''
Derler sana da bir gün bunu, kalırsın viran.
Bırak kendini tamamıyla efendilere, işte tam o zaman...

Hayata bakış açımızdır kendisi, ve muazzam tespitleri,

Çoğu zaman şahit oldum,
Yanılmamış Özdemir Asaf.
''Gülüşü güzel kadınlar papatya severmiş'' demiş üstat.

Ve de eklemiş;
''Seni bulmaktan önce aramak isterim.
 Seni sevmekten önce anlamak isterim.
 Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
 Sana hep hep yeniden başlamak isterim.''

Bu kıtadır; son zamanlar aklımda yer edinen.
Kırılan kalplere bir özürdür, belki de.
Hiç başlamayan hikayelere önsözdür, belki de...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karmaşık Bir Sarmaşık

Âşk-ı Mübrem

Kalp Kırıntıları